Son günlerde Türk basınında şimdiye kadar görülmemiş ilaç tartışmaları başladı ve halen devam ediyor. Olay önce Habertürk TV de kolesterol tartışması ile başladı bunu antidepressanlar, hormonlar, osteoporoz ilaçları takip etti. Bizim seneldir yazdıklarımız nihayet Türkiyede de tıp çevrelerinin dışına çıkıp kamuoyuna mal oldu.
Uzun bir süredir yazılarımıza ara verdik. Yaz tatilimizin çok büyük kısmını çalışarak geçirdik. Washington da yapılan “fiyatlandırma ve geri ödeme” toplantısından sonra uzun sure ISPOR 13. Avrupa kongresi program ile uğraşarak ve defalarca telekonferans ve yazışmalar yapmak vaktimizin büyük kısmını aldı. Bu arada dünya dönmeye devam ediyordu!!!
Geçen yazımızda son olarak kolesterol’ün fizyolojik fonksiyonlarından bahsetmiştik. Hatırlarsak, kolesterol hücrenin temel taşlarından birisi. Bu taşları yerinden oynatırsak bazen telafisi imkansız, santral sinir sistemi bozukluklarından kansere kadar giden yan etkilerle karşılaşırız. Bu bakımdan mutlak gerekmedikçe, fayda-zarar oranı hesaplanmadan kolesterol düşürücülerin kullanılması doğru değildir.
Farmakolojideki gelişmeler çok hızlı oluyor. Neredeyse farmakolojik bilgilerin yarı ömrü altı ayında altına iniyor. Son iki ayda yaşananlara bakın. Bir taraftan CRESTOR’un diyabete sebep olduğu açıklanıyor, diğer taraftan FDA, JUPITER çalışmasına dayanarak, CRESTOR’un kalp krizi ve inmeyi önlemek için, kolesterol seviyesi normal, sağlıklı görünen kişilerde kullanımına onay veriyor. Önce diyabetten başlayalım.