Prof. DR. F. Cankat Tulunay
EACPT onursal başkanı ve Türkiye Akılcı İlaç Platformu yöneticisi
Bir taraftan ilaç firmaları, diğer taraftan ilaç firmalarının piyonları yeni bir hastalık (??) icat ettiler ve ismine YALNIZLIK dediler. Henüz ne bir klinik tanımı ne de belirli bir tanı ve tedavisi olmayan fakat milyarlarca dolar kar getirecek bir olay. İlk defa 2015 de Chicago üniversitesinden karı-koca iki psikolog tarafından yayınlanan makalede, Yalnızlık modern bir rahatsızlık olup yalnız beynin değil, tüm vücudun hastalığıdır denilerek ne olduğu bilinmeyen bir kavram ortaya atıldı (Loneliness: Clinical Import and Interventions Stephanie Cacioppo, Angela J. Grippo, Sarah London, Luc Goossens, and John T. Cacioppo, Perspect Psychol Sci. 2015 March ; 10(2): 238–249.).
Yalnızlık her yaşta görülebilen bir halk sağlığı problemi ve epidemik olarak sağlık sistemini çökerten bir olay olarak tanımlandı. İngiltere hükümeti ‘’Yalnızlık Bakanlığı ‘minister for loneliness’’’ kurarak yalnızlık stratejileri geliştirmeye başladı. ABD ise daha radikal bir çözüm olarak ‘’yalnızlık hapını’’ benimsedi!!.. ABD hipotezine göre yalnızlık beynimizi ve diğer sistemlerimizi negatif etkilemekte, ilaç tedavisi bu negatif etkiyi önlemekte veya azaltmakta faydalı olacaktır, yani ilaç firmaları bu sayede daha fazla kazanacaktır. ABD li araştırmacılara göre yalnızlık, depresyon ve anksiyete gibi tıbbi bir durumdur ve benzer ilaçlarla tedavi edilebilir.
Yalnızlık bir hastalık veya tıbbi bir sorun değildir ve bu konuda hiçbir kanıt yoktur. Depresyon ve anksiyete ise mental bir sağlık problemi olup çeşitli emosyonel ve fizyolojik sebepleri vardır. Klinik tanı ve tedavi yöntemleri çok iyi olmasa da belirlenmiştir. Yalnızlık ise bir sosyal problem olup, kişlerin diğer kişilerle ilişkilerinin azalmış veya tamamen ortadan kalkmış olması durumudur. Bir kişinin yalnız olduğuna nasıl karar verilebilir. Belki kişi yalnız yaşamayı tercih etmekte veya bir ev hayvanı ile kendisini mutlu hissetmekte. Tanımı bile olmayan yalnızlığı ilaçla tedavi etmeye çalışmak ne kadar etik, ne kadar bilimseldir? Yalnızlığı hastalık olarak lanse etmeye çalışanların başında Chicago Pritzker Tıp Fakültesinden Stephania Cacioppo ve onun geçen yıl ölen eşiJohn Cacioppo dur. Bunlara göre Yalnızlık kalp-damar hastalıkları, nörodejeneratif hastalıklar, idrak bozukluğu, metastatik kansere sebep olmakta. İmmün sistemi bozmakta, enfeksiyonları artırmakta, beyin yapılarını değiştirmekte ve hatta ölüme sebep olmaktadır (!!).
Yalnızlık gibi acaba aşk, arkadaşlık, ideoloji vs sosyal olayları da ilaçla tedavi edebilirmiyiz? Tedavi kriterleri nelerdir, prognozu nasıl tayin edebiliriz? Tedavi ne kadar sürecek? İlaçlar ne gibi yan etkiler ortaya çıkartacak, sözde tedavi kaça mal olacak? Daha onlarca cevapsıs soru sorulabilir ve bütün bunlara rağmen ilaç firmalarının entirikaları ile bir ilaç ruhsat alabilir. Ruhsat aldıktan sonra ilaç sanayii bilinen yöntemleri ile (reklam kampanyaları, rüşvet, yandaş doktorlar, sahte klinik araştırmalar vs) milyarlarca dolarlık satış yapabilirler. Örneğin yapılan çalışmalarda ABD erişkin toplumunun %22-75’inin yalnız olduğunu düşünürseniz pazarın büyüklüğünü daha iyi anlarsınız. İlaç sanayi yalnızlığı ilaçla tedavi etmenin etik ve moral değerlerini tartışmayacak ilaç kullanımını pompalayacaktır.
Gelelim YALNIZLIK İLACINA. !990 lardan beri PREGNELONOLON’un santral sinir sistemindeki etkileri ve bazı psikiyatrik bozukluklardaki rolü araştırılmaktadır. Örneğin, sosyal olarak izole edilen farelerde PREGNELONOLON seviyesinin düştüğü gösterilmişti (Nelson M, Pinna G. S-norfluoxetine microinfused into the basolateral amygdala increases allopregnanolone levels and reduces aggression in socially isolated mice. Neuropharmacology. 2011;60:1154–1159). Rebecca K. Sripada ve ark (Allopregnanolone Elevations Following Pregnenolone Administration are Associated with Enhanced Activation of Emotion Regulation Neurocircuits, ) oral yoldan Pregnenolon derivesi olan ALLOPREGNANOLONE verilen sağlıklı deneklerde beynin hoş olmayan reaksiyonlardan sorumlu amigdal ve insulada yatıştırıcı etkisi olduğunu gözlemişlerdir. Yalnızlığın bir santral sinir sistemi bozukluğu olduğunu ileri sürenlerin başında Cacioppo ve sülalesi (!) gelmekte (
Stephanie Cacioppo, John P. Capitanio, and John T. Cacioppo, Toward a Neurology of Loneliness, Psychol Bull. 2014 Nov; 140(6): 1464–1504.). Beyinde endojen bir steroid olan Allopregnanolone (ALLO) biyosentezinin bozulması anksiyet-depresyondan tutun korku agressif davranış gibi birçok durumdan sorumludur. İnsan ve hayvanlarda yapılan sosyal izolasyon araştırmalarında ALLO’nun kritik bir rol oynadığı ve bunun eksikliğinin fiziksel sağlığı (hipotalamik pitüiter adrenal HPA artışı, beyin neurotropik faktör ekspresyonunun azalması, depressif davranış artışı) etkilediği ileri sürülmüştür. Bu sebeplerle yalnızlara (!) ağızdan ALLO veya prekürsörü olan pregnelolone verilmesi kişilerin strese yalnızlığa bağlı biyolojik ve psikolojik bozukluklarının düzelmesine sebep olur. Her nekadar bazı antidepressanlar da ayni etkiyi yaparsa da onların ciddi yan etkileri vardır (Cacioppo S ve Cacioppo JT, Why may allopgnanolone help alleviate loneliness, Med Hypotheses, 85:947-952, 2015).
2017 de başlayan ve halen devam etmekte olan araştırmada yalnızlık dışında başka bir rahatsızlığı olmayan deneklere 400 mg oral verilmekte ve çalışmanın önümüzdeki ay sonlanması beklenmekte. Başka bir çalışma 141 yalnız insan ve 30 izole edilmiş maymun üzerinde yapılmış ve hepsinde inflamatuar genlerin arttığı, anti-viral gen aktivitesinin azaldığı, sempatik sinir sistemi aktivitesinin arttığı ileri sürülmüştür (https://www.weforum.org/agenda/2015/12/could-medication-be-a-solution-to...). Halen özellikle ABD de pregnenolone ile ilgili çeşitli santral sinir sistemi bozukluğu araştırılmaktadır (https://clinicaltrials.gov/ct2/results?cond=&term=pregnenolone&cntry=US&...).
Umarım konuyla ilgilenen psikiyatrist arkadaşlar bu konuda daha açıklayıcı bilgi verirler ve yalnızlığın bir santral sinir sistemi hastalığı mı yoksa sosyal bir olay mı olduğunu tartışırlar. İlaç firmaları şimdiden bu ballı börek için apartta beklemektedirler. Eğer her sosyal olay için ilaç çıkartılacaksa herhalde en ön sırada aşk vardır!!!!