Ar dünyası değil kâr dünyası... Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

Senelerdir bazı santral sinir sistemi ilaçlarının ciddi yan etkilerini ve bazılarının da plasebodan farksız olduklarını yazdığımızda doğal olarak bunları üreten ilaç firmaları ve onlardan daha fazla bu firmalara mideden bağlı bazı sözde bilim adamlarının saldırılarına maruz kaldık. Acı ilaç arşivine bakarsanız bunların neler olduğunu görürsünüz. Mesela SSRI grubu ilaçların çoğunun depresyonda plasebodan farksız olduğunu ancak şiddetli depresyonda kısmen etkilidir diye bütün bilim adamları feryat ederken, beyni yerine göbeğini büyüten bazı sözde akademisyenler gazete ve televizyonlarda ağababalarının çığırkanlığını yapıyorlardı ve halen yapıyorlar. Çünki bu zavallıların hastalarına kendilerine ezberletilen birkaç ilaçtan fazla verebilecekleri başka bir şey yok. Bunların sesleri fazla çıksada memnuniyet verici husus birçok dürüst ve ahlaklı hekim arkadaşın hastaların kanın emmeden, onlara en iyi ilaç ve ilaç dışı tedaviyi uygulamalarıdır.

İlaç firmalarının çoğu ilaçlarının promosyonu için özellikle yurt dışından şöhretli akademisyenleri getirerek Türk doktorlarının beynini yıkamaya çalışırlar. Bu akademisyenler içinde son derece dürüst ve ahlaklı fikir liderleri olduğu gibi, maalesef şarlatan ve ahlaksızlarda mevcuttur. Genelde tencere yuvarlanır ve kapağını bulur. Dürüst firmalar dürüst konuşmacılar getirir ve bunlarla beraber Türkiyedeki dürüst bilim adamlarını konuştururken, kan emici firmalar dünyanın en satılık, en sahtekar bilim adamlarını Türkiyeye getirir ve onlara benzer yerli sahtekarlarla ilaçlarını pazarlamaya çalışırlar.

Geçen hafta ABD de son yılların en büyük bilimsel ahlaksızlık olayı ABD Senatosu tarafınan ortaya çıkartıldı. Dünyanın en ünlü üniversitesinin (Harvard) tıp fakültesi (Massachusetts General Hospital) psikiyatri bölümünün saygıdeğer (!) profesörleri ilaç firmalarından milyonlarca dolar alarak onların ilaçlarının promosyonunu yapmışlar. Türkiyede de çok iyi tanınan ve çocuk psikiyatrisinin öncüleri kabul edilen, Joseph Biederman, Timothy Wilens ve Thomas Spencer ilaç firmaları ile anlaşarak çocukların dahi kanını emmekten çekinmemişler. Bununla da yetinmeyip ilaç firmalarından aldıkları milyonları üniversiteye bildirmeden cebe atmışlar. Bu sahtekarlardan Prof. Joseph Biederman bir ilaç firması tarafından Türkiyeye getirtilerek Türk tıbbına hizmet adı altında ilaçlarının reklamı yaptırılmıştır. Biederman ilaç firmaları ile çalışmaya başladıktan sonra çocuklarda bipolar bozukluklardaki tanı oranı 40 misli artmıştır!!!!!... Her üç psikiyatriste hangi firmadan hangi ilaç için araştırma yaptılarsa o ilaçları tavsiye etmiş doktor ve hastaları kandırmışlardır. Herzaman olduğu gibi olayın ortaya çıkmasından sonra Biederman New York Times’a verdiği demeçte “amacının yanlız ve yanlız bilim için ve tıbbın gelişmesi için çalıştığını!!!” açıklamıştır. Bunun yanında ilaç firmalarından 2000-2007 yılları arasında aldığı 1.6 milyon doları açıklayamamıştır. Senatör Charles E Grassley, Biederman ve arkadaşlarının fedaral kanunları ve üniversite dürüst araştırma kurallarını ihlal ettiğini belirterek, bazı araştırmaları da Federal kaynaklardan yaptıklarına dikkati çekmiştir. Senatör Grassley yaptığığı soruşturma sırasında Biederman, Jhonson ve Jhonson firmasından hiç para almadığını iddia etmiş, daha sonra 3.500 dolar aldığını itiraf etmiş, tahkikat ilerleyince Jhonson and Jhonson Biederman’a 2001 yılında 58.169 dolar ödediklerini açıklamak zorunda kalmıştır. Harvard Üniversitesinin ilaç firmaları ile yaptığı danışmanlık anlaşmalarına göre araştırmacılar FDA tarafından onaylanmamış endikasyonlarda çocuklarda psikiyatrik ilaçları kullanamazlar. Diğer taraftan Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) sözcüsü John Burklow, eğer NIH kuralları ihlal edilmiş ise kendilerinin de çok ciddi tedbirler alacaklarını açıklamıştır. Dr. Biederman ve Wilens tarafından 2005 yılında federal fonlardan 287 milyon dolar alınmıştır. Şu anda bu fonların sınırlandırılması veya askıya alınması düşünülmektedir.

Dr. Biederman çocuk psikiyatrisinde özellikle dikkat eksikliği ve hiperativite bozukluğu (DEHB) ve bipolar bozukluklar üzereinde en önde gelen kişilerden birisi olmasına rağmen araştırmalarının çoğu küçük çalışmalar olup, büyük kısmı ilaç firmaları tarafından desteklenmiştir. Bunların sonucu 1994 – 2003 yılları arasında tartışmalı olarak ABD de çocuklarda bipolar bozukluk tanısında 40 misli artış, ve antipsikotik ilaç kullanımında da inanılmaz artış ortaya çıkmıştır. Bilindiği gibi antipsikotikler (majör trankilizanlar) çocuklardaki semptomları kısa sürede baskılar. Fakat çocuklar bu ilaçların kilo aldırıcı etkileri ve metabolik problemlerine daha duyarlıdır. Uzun sürede bu ilaçların çocukların yaşamını düzelttiğine dair ciddi deliller yoktur (Biederman gibi satılıkların yayınları hariç).

ABD de araştırmaların dürüstlüğünü sağlamak için NIH araştırıcıların 10.000 dolar veya daha fazla kazançlarının üniversiteye bildirilmesini şart koşar. NHI geçen sene 3000 üniversitede 325.000 araştırıcıya 23 milyar dolar araştırma fonu kullandırmıştır. NHI bu durumda araştırıcıların çıkar ilişkilerini takip etmelerinin çok zor olduğunu bunun üniversiteler tarafından takip edilmesi geerektiğini belirtmektedir. Üniversiteler araştırmacılara çıkar ilişkisi olup olmadığını sormakla beraber bu konuda ciddi bir denetleme yapmamaktadırlar. Yale Tıp Fakültesi dekanı Prof. Robert Alpern “eğer bir doktor ilaç firmasından 80.000 dolar aldığını deklare ederse, ben çekte hakikatte kaç dolar yazdığını bilmem” diyerek kontrolun nekadar zor olduğunu belirtmiştir. Senatör Grassley Harvard Üniversitesinden sahtekar araştırıcıların deklare ettikleri kazancın kaç para olduğunu ve hangi ilaç firmalarından para aldıklarını sormuş. Yukarıda da belirttiğimiz gibi önce Jhonson and Jhonson firmasından hiç para almadığını, daha sonra 3500 dolar aldığını aldığını deklare etmiş fakat Jhonson and Jhonson 58.169 dolar verdiğini itiraf etmek zorunda kalmıştır. Benzer şekilde Dr. Biederman 2000 yılında Eli Lilly ilaç firmasından dikkat eksikliği tedavisinde Strattera çalışması için 10.000 dolardan daha az aldığını deklare etmesine rağmen Eli Lilly Senato tahkikatında kensisne 14.000 dolar ödediklerini açıklamak zorunda kalmıştır.

DEVAMI VAR

Not:

1. İstanbuldaki bir üniversite öğretim üyesi klinik araştırmalarda araştırmacılara büyük para verilmediğini verilen paraların döner sermayey yattığını bildirmiş. Bu bize çok inandırıcı gelmedi. Bu gün Türkiyede hasta başına 10.000 dolardan fazla para alan araştırmacılar olduğu gibi, bazılarıda döney sermayeleri pas geçip muayenehanelerde işi halledebilmektedirler

2. Türkiyede kutusu 12.000 YTL, bir senelik kullanımı 220.000 YTL olan bir ilaç olduğunu kaç kişi biliyor?Bu ilaca nasıl ruhsat veriliyor ve Sosyal Güvenlik Kurulu bunu nasıl ödeyecek?

3. Sahte4kar araştırmacı Biederman'ı acaba hangi firma Türkiyeye getirdi ve hangi lacın promosyonu yapıldı. Bilenler bunu bize iletirlerse memnun oluruz