Önce FARMAMEDYA da Leventle başladık… İlaç sanayinin doktor, hasta ve sağlık otoritelerini nasıl kandırdıklarını elimizden geldiği kadar anlatmaya çalıştık. Seneler önce Türkiyede gabapentin ve pregabalin grubu ilaçların bir çok durumda endikasyon dışı kullanıldığını ve bu ilaçların bir çok durumda etkisiz olduğunu bilimsel olarak okuyucuya göstermeye çalıştık.
Aşağı yukarı 70 senedir kullandığımız ilaçların halen ciddi boyutlarda tartışılır oluşu ilaçlar hakkında şüpheler uyandırmıştır. Başlangıçta tüberküloz tedavisi için kullanılan iproniazidin veremli hastaların depresyonunda bir rahatlama ortaya çıkartması üzerine depresyon tedavisi için onlarca MAOİ (monoaminoksidaz inhibitörü) piyasaya sürüldü ve 1957-1970
Soner Yalçın’ın ‘’Kara Kutu’’ kitabı kamu oyunda çok büyük ses getirdi. Kitabı beğenenler olduğu kadar ateş püskürenler de oldu. Kitabı beğenmeyenlerin başında bazı doktorlar ve özellikle ilaç sanayii mensupları vardı. Unutmayalım ki bu kitap bir Tıp Fakültesi veya Eczacılık fakültesi ders kitabı değildir. Gayet tabii ki kitapta eleştirilecek bir çok nokta da olabilir. Kitabın en büyük faydası ilaç sorununa ve sağlık sistemine ‘’kıral çıblak’’ demesidir.
Türkiyede ilaç ve madde bağımlılığı her geçen gün hızla artmakta. Başta ABD olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerde bu konuda ciddi önlemler alınmakta ve özellikle reçeteli ilaç iptilasının önlenmesine çalışılmaktadır. Bu konuda Türkiyede yapılanlar ise çok yetersizdir. Bu konuda TİTCK tarafından yapılan tek olumlu uygulama pregabalinin (LYRICA ve benzerleri) yeşil reçeteye alınmasıdır.
Nihayet domuz gribi hikayeleri bitti derken, DSÖ nün bile sahtekarlığı kabul etmesi asrın olayı oldu. Ar damarları çatlamış danışmanların sırf kişisel kazançları için yaptıkları bir bir ortaya dökülüyor… Doğru söyleyenleri dokuz köyden kovanların sesleri kesildi ama devlete verdirdikleri milyonlarca liralık zararı kim ödeyecek. Şimdi elimizde patlayan aşıları kazıklayacak enayi bir ülke arıyoruz… Allah bir kapıyı kaparsa diğer kapıyı açar demişler.
Daha önce MEDİMAGAZİN’ de yazdığım görüşlerimi, aradan bir yılı aşkın bir süre geçtikten sonra ,Türkiye’nin ekonomisinin sıcak günlerinde “tasarruf” diye diye ilaç harcamalarında düzenlemeler gündem edilirken, sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum;
Bir senede ne değişti?! Basında kıyametler koparan DUOCİD için ne yapıldı?Bir sayın yetkili bu ilacın paranteral doz şeması ile, oral doz şemasını karşılaştırdı mı? Böyle bir rezalet başka bir ülkede var mı?