Bundan iki sene önce Machan ve arkadaşları statin (kolesterol ilacı) kullananlarda kullanmayanlara nazaran iki misli daha fazla katarakt geliştiğini, statin kullanan tip 2 diyabetiklerde dahada fazla katarakt oluştuğunu yayınlamaları tartışmaları da beraberinde getirdi (Machan CM, Hrynchak PK, Irving EL. Age-related cataract is associated with type diabetes and statin use. Optom Vis Sci 2012; 89:1165-1171). Machan’a göre kristalin lens zarının transperan olabilmesi için epitel hücrelerinin yüksek kolesterole ihtiyacı vardır. Kalıtımsal kolesterol eksikliği olan hayvan ve insanlarda kataraktın daha fazla olduğuda bilinmektedir. Ayni araştırmacılar diyabeti olmayan 6397 kişi üzerinde yaptıkları ‘’Waterloo Eye Study’’ de diyabetin katarkt oluşumu için risk faktörü olduğunu ve diyabetiklerde katarakt riskinin diyabetik olmayanlara nazaran anlamlı olarak daha fazla olduğunu gösterdiler. Diyabetik hastalar statin kullandıkları takdirde katarakt prevalansı hızla artmakta. Katarakt oranın en az olduğu grup, diyabeti olmayan ve statin kullanmayan guruptur (Waterloo Eye Study: data abstraction and population representation. Machan CM1, Hrynchak PK, Irving EL., Optom Vis Sci.,88:613-20, 2011).
Statinlerin katarakta sebep olduğu keşedildiklerinden beri bilinmekteydi ve önde gelen doktorlar hastalara statine başlamadan önce göz muayenesi yapılmasını tavsiye ediyordu. Daha sonra büyük çalışmalar yapıldıkça statinlerin Alzheimer hastalığı, osteopororoz, kanser gibi daha ciddi yan etkiler de ortaya çıkmaya başladı.
Kanada da 2000-2007 yıllarında 162.501 katarakt ameliyatı olan hasta 650.004 kataraktı olmayan hastayı kapsayan cohort araştırmada en az bir yıl statin kullananlarda katarakt riski kullanmayanlara nazaran anlamlı olarak %27 daha yüksek bulunmuştur (relative risk 1.27(%95 CI 1.24-1.30). Katarakta en fazla (%42) sebep olan AstraZeneca’nın CRESTOR’u (rosuvastatin (RR 1.42), en az sebep olan ise lovastatin (RR 1.14) bulunmuştur. Diğer statinler ise ikisi arasında riske sahip bulunmuştur.
Diğer cohort çalışma ABD de 2001-2011 yılları arasında 40-85 yaş (erkek) grubunda 45.065 kataraklı hasta ve 450.650 katarakt olmayan hasta grubunda yapılmıştır. Bu çalışmada da statin kullananlarda katarakt ameliyatı gerekimi kullanmayanlara nazaran anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (Wise SJ, Nathoo NA, Etminan M, et al. Statin use and risk for cataract: A nested case-control study of 2 populations in Canada and the United States. Can J Cardiol 2014; 30:1613-1619).
Katarkt ve statin ilişkisini gösteren diğer bir büyük çalışma Leuschen ve arkadaşlarının çalışmasıdır (Association of Statin Use With Cataracts: A Propensity Score–Matched Analysis, J Leuschen, EM. Mortensen, CR. Frei, EA. Mansi, V Panday, I Mansi, JAMA Ophthalmol 13: 1427-1434, 2013). Çalışma 45.000 den fazla hasta üzerinde yapıldı. En az 90 günden beri satin kullanan (3/4 ü simvastatin kullanan) 6972 hastada katarakt oluşumunun %29 arttığı gözlendi. Bu çalışma sonuçlarına göre statin dozu değil, statin kullanma süresi katarakt riski için önemli bir faktördür.
Statin kullanımı son yıllarda gittikçe artmakta ve neredeyse 50 yaşını geçen herkes statin kullanacak durumda. Gözden kaçırılan ise vücudun kolesterole ihtiyacı olduğu, vücuttaki tüm kolsterolün %25 inin beynin çalışması için hayati olduğu gerçeğidir. Kolesterol eksikliği yanlız beyni ve gözü etkilemez, tüm seks hormonları kolesterolden yapılır ve eksikliğinde hormon eksikliği de ortaya çıkar. Hastaların genellikle sorduğu soru ‘’eğer statin kullanırsan ömrüm ne kadar uzar?’’. Cevabı: inme, kalp krizi gibi yüksek risk grubu hasta iseniz, 30 sene muntazam statin kullanırsanız muhtemelen ömrünüz 9 ay uzayabilir. Hollanda çalışmasında (4.738 hasta üzerinde) hastaların %27 si yan etkilerden şikayetçi olmuştur. Hastaların %40’ında ciddi adele ağrısı, %31 inde eklem ağrısı, %16 sında sindirim problemleri ve %13 ünde HAFIZA KAYBI tesbit edilmiş. Statinler ilk piyasaya sürüldüğünde inflamasyondan Alzheimer’e, inmeden kalp krizine, diyebetten katarakt’a kadar bir çok hastalık veya belirti için mucize ilaç olarak lanse edildi (Statin Drug: The Dark Truth About This "Wonder Drug" Millions Swear By, Dr. Stephanie Seneff). Zamanla, özellikle bağımsız araştırmacılar tarafından yapılan plasebo kontrollar ortaya çıktıkça statinlerin faydadan çok zarar verdiği de ortaya çıktı. İlaç firmaları herzaman olduğu gibi statinlerde de negatif sonuçları kamuoyundan sakladı, kendi yaptıkları sahte araştırmalarla doktor ve hastaları aldatmaya devam ettiler ve halen de ediyorlar. Diğer taraftan bir çok ülkede özellikle hasta gruplarını aydınlatan onlarca web sayfası ortaya çıktı (statin yan etkileri için örneğin: www.peoplespharmacy.com/#addsearch=statin). Bu konuda daha fazla bilgi almak isteyenler veya yayınlanmayan yazıları görmek isteyenler ‘’The International Network of Cholesterol Skeptics (Kolesterol süphecilerinin uluslararası network’u), http://www.thincs.org/).
Pfizer tarafından sınırlı sayıda bir araştırmada 40 mg atorvastatin verilen sepsisili hastaların beşte birinde sepsisin ilerlemesinin yavaşladığı iddia edilmekteyde de, hastaların hastanede kalış sürelerinde, acil servise müracaatlarında ve ölüm oranlarında bir değişik olmadığı ileri sürülür ( Randomized double-blind placebo-controlled trial of 40 mg/day of atorvastatin in reducing the severity of sepsis in ward patients (ASEPSIS Trial), JM Patel ve ark., Crit Care. 2012 ;16, R231). Daha sonra yapılan çeşitli araştırmalarda ise Pfizer çalışmasının tam tersi gösteridi. Örneğin, S Dublin ve arkadaşları (Statin use and risk of community acquired pneumonia in older people: population based case-control study, BMJ. 2009 Jun 16;338:b2137) 65-94 yaşlarda eşleşen kontrolları olan 1125 pnömonili ve 2235 eşleşen kontrol üzerinde yapılan araştırmada stain kullananlarda pnömoni riski statin kullanmayanlara nazaran %26 fazla bulunmuş ve statin kullananların %61 i pnömoni sebebi ile hastaneye gitmek zorunda kalmıştır.
Stainlerin en sık görülen yan etkileri: Başağrısı, uyku bozukluğu, ciltte kızarıklık, adele ağrısı, adele zayıflığı, sersemlik, bulantı-kusma, karında kramp veya ağrı, şişkinlik veya gaz, ishal-kabız olmasına rağmen bazı hastalarda hafıza kaybı, mental bulanıklık, kan şekerinde yükselme, tip II diyabet, katarakt, inflamasyona duyarlık gibi çok ciddi yan etkileri de mevcut.
Bu konudaki sahte araştırmalar ve kandırmalardan gelecek yazımızda bahsedeceğiz.
NOTLAR:
1. Akılcı ilaç kullanımı yönünde mangalda kül bırakmayanların önce akılcı ruhsatlandırmayı öğrenmeleri gerekmez mi? Türkiyede irrasyonal ruhsat verilmiş ilaçlar varmıdır? Örneğin parasetamol+ Hiyosin N Butilbromür kombinasyonunun rasyoneli nedir. Barsaklar, idrar kesesi, idrar yolları ve safra kanallarında oluşan ani, şiddetli oluşan spazmların yani kasılmaların geçirilmesi ve hissedilen ağrının giderilmesi amacıyla kullanılması tavsiye edilen bu ilaçların belirtilen endikasyonlarda hiçbir faydası olamadığını yetkililer bilmiyor mu? Parasetamolün iç organ ağrılarına etkisiz olduğunu TİTCK da bilen kimse yok mu? Bu klasik farmakoloji ders bilgisidir. Bunu bilmeyen öğrenci sınıfta kalır! Bu kombinasyon gelişmekte olan ülkeler dışında acaba hangi ülkelerde satılmakta?
2. TİTCK yetkilileri senelerce önce novaljin+antikolinerjik kombinasyonlarında, örneğin BARALGIN, neden antikolinerjiklerin çıkartıldığını eski defterlere bakarlarsa bulabilirler. Kaldı ki Novaljin (metamizol) iç organ ağrılarında da çok etkili bir analjeziktir.
3. SB ‘’AKILCI İLAÇ YAZAN DOKTORA TEŞVİK’’ verecekmiş. Bakanlık akılcı ilacın nasıl yazmanın ne menem bir şey olduğunu açıklasa da öğrensek. Milyonlarca reçeteyi nasıl takip edecekler ve bu kontrolu kim nasıl yapacak. Zannederiz ki Bakanlığın akılcı ilaçtan anladığı ucuz ilaç yazılması. Parasetamol+antikolinerjik ilaç yazana teşvik verecekmisiniz? En iyisi hastasına hiç ilaç yazmayanlara iki misli prim verilmesi.
4. TİTCK başkanlığından gizlilik gerekçesi ile bir türlü cevap alamadığımız sorumuzu yineleyelim! Türkiyede biyoyararlanımı ve klinik çalışması olmayan ilaçlar ruhsat almışmıdır??