Aylar önce bu sütunlarda(kadın seksüel bozukluğu, metabolik sendrom gibi) bazı hastalıkların sanayii tarafından uydurulduğu ve bu uydurma hastalıklara göre de ilaç çıkarttıklarını yazdığımızda ilaç firmalarından beslenen, prof ünvanlı malum ülema arkamızdan (yüz yüze konuşmaya cesaretleri yok) bizim bunu bilmediğimizi, bu hastalıkların ve ilaçlarının var olduğunu iddia etmişlerdi.
Amerikan Diyabet Cemiyeti ve Avrupa Diyabet Araştırma Birliği’nin son açıklamaları bunların suratına bir şamar gibi indi ama çoğu daha olayın farkında olmadıklarından (bunların para kazanmaktan literatür izlemeye zamanları olmadığından veya bir kısmı da lisan bilmediğinden) ve yanlız kendilerine başkaları tarafından verilen bilgileri yazdıklarından gazete sütunları ve televizyonlarda halen metabolik sendrom anlatmaya devam ediyorlar.
Çoğunun yazıları “ilaç firmalarının hayalet yazarları” tarafından yazılmakta veya internet ve yabancı basından yürütülmekte. Türkiye’de gittikçe daha tehlikeli olan olay ise bazı özel hastanelerin reklam için o hastanelerin halkla ilişkiler uzmanları tarafından basın ve televizyona pazarlanan aldatmaca ve şarlatanlık-sahtekarlıklar.
Gün geçmiyor ki bir TV kanalında “Türkiye’de ilk defa..” diye başlayan bir yalancı haber duymayalım. Senelerdir kasaba hastanelerinde bile uygulanan ameliyat ve tedaviler yeni diye halka yutturulmaya çalışılıyor ve meslek örgütleri dahil hiç kimsenin buna gıkı çıkmıyor. Dakikalarca hiç bir bilimselliği olmayan sahtekarlıklarla sellülit tedavisi, zayıflama yöntemleri, güzelleşme yöntemleri gibi para tuzakları TV’lerde yayınlanıyor.
Senelerce tüm dünya “vitaminomani” yaşadı. Yeni yeni aklımız başımıza geliyor. Bir çok okuyucu soruyor; “E vitamini öldürüyor, B vitamini öldürüyor, bir çok ilaç etkisiz. Ne yapacağız?” Senelerce hiç bir ciddi araştırmaya dayanmayan veya firmalar tarafından yapılan kandırmaca araştırmalarla yönlendirildik. Yeni yeni bağımsız, ciddi araştırmalar ortaya çıktıkça hurafeler yıkılıyor.
Yan sütunlarda Pfizer’in hikayesini okudunuz (bu kaçıncı hikaye?!:J).
Almanya’da fahiş fiyatla ilaç satmak için “Lipitor en etkili statindir” diye sayfa sayfa ilan veriyor. Bunun üzerine Alman hükümeti bağımsız bir araştırma kurumuna (Institut fuer Qualitaet und Wirtschaftslichkeit imGesundheitswesen) olayı inceletiyor. Sonuç Pfizer için fiyasko.
Pfizer zaten fiyaskolara alışkın. Celebrex, Bextra, Aricept, Lustral, Duocid..Bunlardan bazıları. “Liptor benzerlerinden üstün değil, aksine daha fazla yan etkisi var ve kardiyovasküler sebeplere bağlı ölümü azaltmıyor. Buna karşın MSD’nin Zocor’u ve BMS’in Pravastin’i kronik koroner hastalıklarda, Zocorayrıca diyabetlilerde yaşam süresini uzatıyor. Lipitor’un plasebodan farkı yok ama pahalı statin, Lipitor senede 12 milyar dolar, Zocor senede 6 milyar dolar satıyor! (Türkiye’de 1 adet Lipitor 20 mg tab. 1.542.000 TL, Zocor 20 mg tab. 786.571 TL)...
Emekli Sandığı, Bağ-Kur, SSK, Sağlık Bakanlığı, meslek örgütleri, kardiyoloji uzmanları sizlerin bu konuda söyleyeceği birşey var mı? Bizi aydınlatın lütfen! Verdiğimiz milyarlar bir işe yarıyor mu? Pfizer Genel Merkezi suskunluğunu halen koruyor (Türkiye Pfizer’den zaten bir açıklama beklemiyoruz, olsa olsa yalanlama gelir!!). Şimdi konu ile ilgilenenlere (bakarsınız bu yazıdan sonra birileri merak eder raporun tümünü sunalım, belki okuyan olur! Rapor biraz uzun “148 sayfa” ama olsun varsın!15 Ağustos 2005,
http://www.iqwig.de/media/publikationen/files/SiV_10_050815.pdf)
Zengin ülkeler tasarruf peşinde, Türkiye gibi mirasyedi ülkeler ise har vurup harman savuruyor. Bürokrat-sağlıkçı-endüstri elele, ne mutlu bize. Almanya’nın bile ödemediği ilaca acaba Emekli Sandığı nekadar ödedi?
ABD’nde 2003 yılı ilaç harcaması 179 milyar dolar, 2005’de bunun 223.5 milyar dolar, 2014 yılında ise 521 milyar dolar olması bekleniyor (Retail Prescription Drug Spending In The National Health Accounts" in Health Affairs, Jan/Feb 2004.Vol.23, Iss. 1; pg. 160-167) ve buna göre de tasarruf önlemleri alınıyor. Biz nasıl olsa benzine zam yapmaya alıştık, 3 milyar dolarlık ilacı çöpe atar bunu benzin zammı ile telafi ederiz.
Notlar:
Son günlerde bazı basında büyük bir sorumsuzluk yaşandı. Tiyomersal ihtiva eden aşıların otizme neden olduğu iddia edildi. Bu iddia herhangi bir bilimsel dergide değil, “Rolling Stones“ web sayfasında Kennedy Jr. tarafından yayınlandı.
Bu haber bir firma tarafından basına sızdırldı. Bunu yayınlamak isteyen gazetecilere her türlü bilimsel ve teknik bilgi tarafımızdan verildi ve bu konuda sansasyon yaratılmaması, iddiaların bilimsel dayanağı olmadığı söylendi ise de sansasyon uğruna haberler yayınlandı ve bir çok anne babayı perişan etti. Bu konuda biz de çok mektup ve telefon aldık. Sağlık Bakanlığı ve konunun uzmanları, meslek kuruluşları gerekli açıklamaları yaptılar. Bize soranlara bir kere daha buradan korkulacak birşey olmadığını ve mutlak çocuklarını aşılatmalarını öneririz.
e – posta : tulunay@dialup.ankara.edu.tr