Akıllı İlaçlar, Akılsız Toplum ve ”Kanıta Dayalı İlaç Politikası”

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

İlaç endüstrisi tarihsel süreçte çeşitli dönemlerden geçmiştir. İnsanoğlu yaratılışı ile hastalık ve rahatsızlıklar da yaratılmış ve ilk insanlar deneme - yanılma yöntemleri ile bitki ve diğer canlılardan hastalık veya semptomlarının giderilişini öğrenmiş vede çok uzun zaman bunları kullanmış ve kullanmaya da devam etmektedir.

Bilim ilerledikçe bu işler önce şamanlar-büyücüler, daha sonra simyacılar ve daha sonra doktor-eczacılar tarafından yapılmaya başlamıştır. On dokuzuncu asrın sonları, 20. yüzyılın başlarında Batı’da yaşanan sanayi devrimi ile ilaçta da endüstrileşme başlamış ve bu endüstri çoğunluğu sağlıkçı olan veya pozitif bilimlerden gelen kişiler tarafından kurulmuştur (Bayer, Servier, Hoechst v.d).

Türkiye’de ise ilaç sanayi genellikle eczacılar tarafından (Eczacıbaşı, Abdi İbrahim, İbrahim Etem v.d)başlatılmıştır. Bu dönemlerde gerek batı dünyasında ve gerekse Türkiye’de ilaç sanayini kuranlar daha çok insani duygularla bu işe girişmişler, hastalıklara çare bulmak, insanlığa hizmet etmek onların birinci gayesi olmuş, kazanç peşinde koşmak ise  daha geri planda kalmıştır.

Yirminci yüzyılın ortalarından, özellikle son çeyrekten itibaren dünyada ve Türkiye’de durum değişmiştir. İlaç firmalarının başına genellikle sağlık bilimleri dışından kişiler gelmiş ve onlar için kazanç ilk hedef, insan sağlığı ikinci ve bazen sonuncu amaç olmuştur. Kazanç için herşey mübah sayılmış ve mübah sayılmaya da devam etmektedir. İşte bu yüzdendir ki yurt içinde ve yurt dışında ilaç sanayi “kirli sanayi” haline gelmiştir.

Kar hırsı o kadar ön plana çıkmıştır ki, bunlar artık kazanç için insan hayatıyla oynamayı bile umursamaz hale gelmişler ve etkisiz ilaçları büyük reklam kampanyaları ve diğer meşru- gayrimeşru yöntemlerle satmaya başlamışlardır.

Bunların örnekleri bu sayfalarda defalarca yayınlanmıştır. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak (!) Türkiye’de bundan nasibini almış ve daha da ileri gitmiştir.

Yine daha önce örneklerini verdiğimiz gibi dünyanın hiç bir yerinde olmayanlar yerli işbirlikçileri vasıtasıyla prospektüslere girmiş, hasta ve doktorlar kandırılmıştır. Bunları ortaya çıkartan Farmamedyada hepinizin bildiği gibi bunların aşağılık uşakları tarafında çökertilmiştir.

Bu büyük ilaç şirketleri son senelerde etkili ilaç keşfetmekte zorlanmaya başlamış ve buldukları yeni moleküller de birer birer iflas etmeye başlamıştır. Kazançlarını artırmak için akla gelmez bilimsel teoriler, yeni hastalıklar veya semptomlar yaratılmaya başlanmıştır.

Yan sütünlarda okuduğuma göre CELEBREX temporomandibüler eklem ağrılarında NHI tarafından etkisiz bulunmuş.

İşte yazımın başlığındaki akıllı ilaçlar bunlar!.. Yani hangi ekleme etki edeceğini hangisine etki etmeyeceğini biliyor!!

Emin olun, yakında bütün Avrupa’dan önce bu ilacın kardeşi valdekoksib Türkiye’de çıkacak ve o bu ekleme etki edecek!!.

VIOXX akıllı bir şekilde 50 mg doz dışında akut ağrıyı geçirmiyor (aptal toplumlarda 25 mg’ı da etkili!) ama olmayan ağrılara etki ediyor, hem de “hemicania continua” gibi akut ağrılara!... (sizi gidi cahiller, herkesi aptal zannediyorsunuz ama yanılıyorsunuz).

TOPAMAX migren ağrısını tanıyor ama yine yan sütunlarda okuduğum kadarı ile bütün zorlamalara karşı diyabetik nöropatiye etki etmiyor, bütün benzerlerinin etki etmesine karşı!..

Dünya bu olaylar karşısında boş durmuyor. Bu sütunlarda daha önce de yazdığımız gibi İspanya’da Laporte gibi bilim adamları COX-2 inhibitörlerine (VIOXX ve CELEBREX) karşı çıktı diye MSD tarafından mahkemeye veriliyor ve İspanyol adaletinin şamarı suratlarına patlıyor.

Türkiye’de ise bazıları, dedikodularla bilim adamlarını sindirmeye çalışıyorlar veya paralı uşakları ile internet sayfalarını çökertmeye çalışıyor.

ABD’nde bu arada çok ciddi girişimler oluyor. Eski Oregon Valisi Dr. John Kitzhaber’in girişimi ile 11 eyalet bir araya gelerek bundan böyle firmaların dediği ile değil kendi araştırmaları ile “en ucuz ve en etkili” ilaçları almaya karar veriyorlar.

Tabii ki buna ilk tepki Amerikan İlaç Üreticileri Derneği’nden geliyor. İçlerinde Michigan, Minnesota, Wisconsin, North Carolina, Oregon gibi eyaletlerin bulunduğu yeni oluşum başlangıçta eyalet başına 75 bin dolar koyarak 3 sene süre ile bazı ilaçları kafa-kafaya deneyeceklerini açıklıyorlar. Bu araştırmalar ise bu eyaletlere 30 milyar dolarlık ilaç harcamalarını daha akıllı yapma olanağı sağlayacak.

Dr. Kirzhaber, bundan böyle kanıta dayalı tıp yanında “KANITA DAYALI İLAÇ POLİTİKASI”yürüteceklerini ve araştırmaların Portland Üniversitesi’nde yapılacağını açıklıyor.

Diğer taraftan 20 eyalet ilaçlarını Kanada’dan almak için girişimde bulunuyor, bazı eyaletler ise sınırlı-temel ilaç listesine gidiyorlar. Biz ise kuralları biraz değiştirerek halen ilaç olmayan ilaçlara veya akıllı ilaçlara( !) para ödemeye devam ediyoruz.

Pfizer, Merck gibi firmaları temsil eden “The Pharmaceutical Research and Manufacturers of America” sözcüsü Moebius; ACE inhibitörleri ile ilgili 6000 civarındaki çalışmadan Oregon projesitarafından yalnız 120 tanesinin dikkate alınmasından şikayetle, “ekonomiye dayalı tıbbın” göz önüne alındığından endişe ettiklerini belirtiyor. Yani maymun gözünü açmasın istiyor.

Buna karşılık Kitzhaber,  vali olduğu dönemde yalnız ilacın değerlendirilmesi ile eyalete milyonlarca dolar kazandırdıklarını söylüyor ve bunun ulusal bir model olacağını ileri sürüyor. Kitzhaber birçok ulusal ve uluslararası kuruluştan bu girişimi dolayısı ile büyük destek alıyor. Örneğin; “California Healthcare Foundation”, “Canadian Coordinating Office of Health Technology” gibi kuruluşlar Kitzhaber girişimine bilimsel ve maddi katkı sağlıyorlar.

Şu ana kadar Oregon araştırıcıları 13 grup ilacın araştırmasını bitirdi. Bunlar arasında COX-2 inhibitörleri, İmigran (imitrex), Lipitor gibi ilaçlar var. Çok yakında antidepressan, antipsikotiklerle ilgili raporlar hep beraber açıklanacak.

“Benim yanımda çalışan genç bir kişinin bileğinde bir ağrı oluştu. Doktoruna gitti ve CELEBREX reçetesi ile geri döndü. Bu ilaç korkunç pahalı idi ve ayda 75 dolara mal oluyordu. CELEBREX’in reçetesiz satılan ADVİL (ibuprofen) e karşı etkinlik yönünden üstünlüğünü gösteren tek bir klinik delil yoktu. Bu genç kişinin herhangi bir gastrointestinal rahatsızlığı da yoktu. ADVİL ile aylık tedavi maliyeti ayda 7 dolar tutmakta ve aradaki 68 dolar sağlık harcamalarını artırmakta fakat sağlığa bir fayda sağlamamaktaydı.”(*)

Bunları kim mi söylüyor?; Vali Kitzhaber.

Biz halen kumda oynuyoruz.

 

(*)Meraklıları için

“http://www.pbs.org/wgbh/pages/frontline/shows/other/interviews/kitzhaber.html”

 

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay

Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı

e-posta : tulunay@dialup.ankara.edu.tr