Dahili ve Harici Bedhahlar Ateş Olsalar Cürümleri Kadar Yer Yakar

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

“İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici,bedhahların olacaktır..”

Bir süredir  ABD’de bulunmaktayım. Vatandan uzakta olsak artık internet sayesinde her an her şeye dedikleri gibi “bir tık” uzaklıktayız.

Geçen hafta aşağıda bir kısmını okuyacağınız “ilaç endüstrisinde çeteler” konulu Dr. J. Btaithwaite’in kitabından bahsedecektim ki Farmamedya’nın “hack’lendiğini-çökertildiğini” ve hakkımızda yazılanları öğrendim.

Bu kişiler bizler için malum kişiler ve onların uşakları, köpekleri…Sözümü geri alıyorum çünkü köpek onlardan çok daha onurlu bir hayvan, bunlar hayvan dahi olamayacak zavallı sürüngenler ve şu anda bu yazdıklarımı yüzleri kızarmadan onlar da okuyorlar.

Kendisini ilaç firması genel müdürü olduğunu zanneden deve çobanları ve onların yerli uşaklarıyakında gerekli yerlerden cevaplarını alacaklar ve ABD’de değil Türk adliyesine hesap vereceklerdir.

Başlıktaki büyük ATATÜRK’ün sözleri sanki bunlar için söylenmiş. Bu gün maalesef  bazı kendini bilmez çok uluslu şirketlerin bazı yetkilileri kendilerini sömürge ülkesinde zannediyor ve istedikleri gibi at oynatacaklarını zannediyorlar. Şunu tekrar hatırlatalım ki bu ülkenin vatansever insanlarının damarlarındaki asil kan sizin yedi sülalenizi boğar.

Bundan sonra yerli işbirlikçilerinize ve uşaklarınıza sahip olun…Bir taraftan sanayide azda olsa böyle asşağılıklar iş yaparken diğer taraftan gerek Türk ve gerekse yabancı uyruklu birçok genel müdür dürüst bir şekilde işlerini yürütmekte ve bu ülkenin insanlarına yardım etmeye çalışmaktadır.

Yerli ilaç sanayimiz de benzer durumdadır. Çoğunluğu dürüst olarak çalışanlar yanında hepimizin bildiği üç kağıtçılar da halen ortalıktadır.Bunların hepsini Farmamedya sayfalarında görüyorsunuz. 

Uşakların sıkıntıları da buradan geliyor. Bu ülkeyi nasıl soydukları, zavallı hastaların kanını nasıl emdiklerini ve kamu oyunu nasıl kandırdıklarını ortaya çıkarttıkça daha da kuduruyorlar…Sizi gidi sürüngen tosuncuklar, hiç merak etmeyin, bütün foyalarınızı birer birer ortaya çıkartacağız.

İlaç endüstrisinde çeteler, ilaç firmalarının bu günkü kirli, çıkarcı, alçak, sefil davranışları Ticaret Komisyon Üyesi Dr. John Btaithwaite tarafından “İlaç Endüstrisinde Çete Faaliyeti-Corprate Crime in the Pharmaceutical Industry” olarak tanımlanmıştır.

İlaç endüstrisindeki uluslararası rüşvet, yolsuzluk, sahtekarlık ve ağır kusurlar bu endüstriyi diğer endüstrilere  göre en kanunsuz endüstri olarak tescil etmiştir.

Dr. Braithwaites ABD, İngiltere, Avusturalya ve Guatemala’da çok uluslu ilaç şirketlerinin 131 üst düzey yöneticisi ile bire bir konuşma yapmıştır.

Dr. Braithwaite (Research Criminologist, Australian Institute of Criminology ve  Fulbright Fellow  University of California, Irvine and the United Nations Center on Transnational Corporations) yazdığı raporda çok uluslu şirketlerin hukuka nasıl kafa tuttuğunu, rüşvet, yalancı reklamlar ve sahtekarlıkla emniyetsiz ilaçların nasıl emniyetli gösterildiğini anlatmaktadır.

Dr. Braithwaite’e göre ilaç endüstrisinde “fabrikasyon veri yaratma” çok yaygın bir olay. Japonya’da buna “yapma veri”, ABD’de “graphiting” veya “dry labelling” deniyor. İlaç firmaları ilaçlarının emniyeti hakkında sağlık otoritelerini kandırmaktadırlar. Bir çok firma karlarını birkaç çok satan ürün sayesinde yapmaktadır.

Avusturalya sağlık Bakanlığı’na sunulan ilaçların emniyet ve etkinlikleri ile bilgilerin çoğu ABD başta olmak üzere başka ülkelerden gelmektedir. ABD’deki bilimsel sahtekarlıkların boyutları ise herkes tarafından bilinmektedir.

FDA 1977-1980 yılları arasında ABD’de 62 doktorun manüple edilmiş veri veya tamamen uydurulmuş verilerle rapor hazırladıklarını saptadı. Klinik araştırmalara katılan her beş doktordan biri ilaç firmalarından aldıkları para karşılığı sonuçları uydurduklarını itiraf etmişlerdir.

FDA ‘Drug Experience” bölümü başkanı Dr. Judith Jones olayın bir başka boyutunu açıklamaktadır. Dr. Jones’e göre araştırmalar sırasında negatif (olumsuz) sonuç çıktığında firma o sonuçları saklamakta ve pozitif sonuç çıkartacaklarla yeniden ayni araştırmayı yapmaktadır.

Negatif sonuçlar çok nadir olarak yayınlanmakta ve negatif sonuç çıkartan doktorlar sessiz kalmaları yönünde büyük baskı altına alınmaktadırlar.

İlaç firmaları için kendi istedikleri sonuçları yaratacak klinisyen ve akademisyenleri bulmak hiç de zor değildir. Amerikan firmaları tarafından bunlara hasta başı 1000 dolardan fazla ödenmektedir ve senede ilaç firmalarında 1 milyon dolar kazanan doktorlar vardır.

Türkiye’de bunlardan yok mu zannediyorsunuz?..Hiç merak etmeyin fazlası ile var, zamanı gelince bunları da açıklayacağız.

Not:Telefon ve e-maille Amerika’ya kadar zahmet edip üzüntülerini bildiren bütün dostlara candan teşekkür ederim. Bu vesile ile hakikaten ne kadar çok dostumuz olduğunu öğrendik. Bu arada bir-kaç tane üzüntüleri arasında sevincini saklayamayanlar da var tabii!!

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay

Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı

e-posta : tulunay@dialup.ankara.edu.tr