“Önce Seni İnkar Ederler. Sonra Sana Gülerler. Sonra Seninle Savaşırlar. Sonunda Sen Kazanırsın” Gandhi

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

Son günlerde yine ilaç fiyatlarının Türkiye’de diğer ülkelere göre ucuz veya pahalı olduğu tartışılmaya başlandı. Her zaman olduğu gibi AİFD yetkilileri ilaç fiyatlarının Türkiye’de çok ucuz olduğunu söyleyip ağlaşırken, nasıl olup ta milyonlarca dolar kar ettiklerini veya nasıl olup ta milyonlarca doları etik veya etik olmayan yollardan (inanmayan yan sütundaki eski bir yabancı firma bölge müdürünün yazısını okusun) harcayıp da fiyat ucuzluğundan bahsedebiliyorlar...

Acaba bir AIFD yetkilisi bize Avrupa ülkelerindeki asgari ücretin, bir profesörün maaşının ne olduğunu söyleyebilir mi? Bir işçi Almanya’da kaç saat çalışırsa bir kutu ilaç alabiliyor, ayni ilaçı alabilmek için Türk işçisi saat değil, kaç gün çalışıyor...

“TÜRKİYE’DE İLAÇ UCUZ DEĞİLDİR nokta.” Ucuzluk ve pahalılıktan bahsederken bunların tanımlarını yapmanız gerekir. Efendim, “Avrupa’da 20 Euro’ya satılan ilaç Türkiye’de 10 YTL”ye satılıyor derseniz, bunu artık kimseye yutturamazsınız...

Diğer yutturmaca ise her geçen gün orijinal ilaçların AR-GE masraflarının yüksek gösterilerek aşırı fiyatlara kılıf bulmak. 150 Milyon dolarlardan başlayan AR-GE harcamaları bazı firmaların kaktırmacası ile milyar doları geçti. Hiç merak etmeyin gelecek sene bu iki milyar doları da bulacak. Hele hele yeni keşif olarak gelen ilaçların çoğu piyasaya çıkmadan veya piyasaya çıktıktan kısa bir süre sonra tedavülden kalkıyorsa bunun parasını ödeyecek garibanlar gerek.

Yeni keşfedilen ilaçların hakikaten etkili ve istenilen fiyata değip değmeyeceğine kim karar verecek? Mesela bir firma ciddi bir hastalıkta etkili olduğunu iddia ettiği yeni keşfettiği ilaç için rakiplerinden %15 daha fazla fiyat istiyor, buna karşın bir ülkenin sağlık otoritesi bu ilacın ancak %5 farkla satılabileceğine karar verirken, diğer bir ülke %15’i uygun görüyor.  Hangisi haklı?

Bu nedenle ülkelerin NICE (İngiltere) veya IQWIG (Almanya) gibi kuruluşlara ihtiyaçları var. Türkiye’de ise hiç birisine gerek yok, herkes birbiri ile öpüşüyor ve kapalı kapılar arkasında işler hallediliyor.

Hiç bir ülkenin ödemediği ilaçları, bilimsel verilere göre değil bazı satılık derneklerin sözde raporlarına göre geri ödeme listesine alan başka bir ülke var mı acaba??

Bakın EU “G10 Medicine” Üyeleri: Erkki Liikanen, Commissioner for Enterprise and Information Society;  David Byrne, Commissioner for Health and Consumer Protection;  Ulla Schmidt, German Minister for Health; · Bernard Kouchner, French Minister for Health;  Philip Hunt, UK Health Minister; Lars Rekke, Swedish Minister for Industry, Employment and Communications; Dr Francisco Ramos, Portuguese Secretary of State for Health;  Angela Coulter, Chief Executive, Picker Institute; Jean-François Dehecq, President and Chief Executive Officer Sanofi-Synthélabo, President of the European Federation of Pharmaceutical Industry Associations (EFPIA); Andrew Kay, Chief Executive Officer APS Berk and Chairman, European Generic medicines Association (EGA); Alessandro Banchi, Board Member Boehringer Ingelheim, President of the Association of the European Self-Medication Industry (AESGP); Chris Viehbacher, Chairman of Europe, GlaxoSmithKline Pharmaceuticals; Ueli Müller, Président de l'Association Internationale de la Mutualité)  bu konuda ne diyor;

Bir ilacın keşfinin maliyeti onun tanımına bağlıdır ve bu EU içinde bir problemdir. Bu gün 25 ülkenin 25 değişik “cost-effectiveness” tanım vardır. Her ne kadar tek pazardan bahsediliyorsa da, ilaçta tek pazar yoktur.  

İlaçta tek pazar olmadığı gibi ilaç pazarı da (pharmaceutical market) hakiki bir pazar değil, Comecon’dan (eski Demirperde Ortak Pazarı) beter planlanmış bir pazardır.”

Ekonomist olmamakla beraber, bildiğimiz kadarı ile Avrupa’da hiçbir pazar, gıda ve tarım pazarı dahil, ilaç endüstrisinde olduğu gibi devlet tarafından fiyatlandırılmamaktadır. Bu bakımdan defalarca yazdığımız ve söylediğimiz gibi ilaç fiyatları serbest bırakılmalıdır.

Bununla beraber geri ödeme kurumu da istediği ilaca istediği fiyatı teklif edebilmeli ve pazarlık edebilmelidir...  Biz halen vajinal C vitamini ödemeye devam ediyoruz, acaba onun yerine günde yarım limon sıkılmasını tavsiye etsek daha etkili olur mu???!!.. Bunu da fetvacı derneklere sormakta fayda var! Tüm kullanıldığı batı ülkelerinde OTC olan ve geri ödemesi olmayan ilaçları biz neden ödüyoruz?.. .

ABD dahil birçok ülkede generik ilaçların promosyonu devlet tarafından yapılırken, bizde “sözde destek, özde köstek politikası” devam ediyor. Her önüne gelen yabancı ilaca hemen ruhsat veren başka ülke var mı??.. (Bu soruyu da amma çok soruyorum!!!!.. ).

Defalarca hesabını yaptık, Türkiye’de bir ilacın bilimsel komisyonlarda incelenmesi için gereken süre 15 dakika. Ruhsat dosyası bu 15 dakikayı bulmak için 2 sene bekliyor. Halen yetkililer aksini söylemediği için bu süreyi söylemeye devam ediyoruz. 

Bu gün bir ilacın FDA ruhsat dosyasının 150.000 sayfa olduğu düşünülürse, 15 dakikada resimlerine bile bakılamaz... (Buna çare özet dosya!  Ve  gerekli kişilerle yurt içi ve yurt dışında özel konuşmalar..).

Jenerik ilaç, orijinal ilacın patent süresi dolduktan sonra diğer firmalar tarafından kopyalanan ilaçlardır. Senelerce Türkiye’de hemen hemen hiç bir kurala tabi olmadan ilaçlar kopyalanarak satıldı. Daha sonra çıkan kanun ve yönetmeliklerle bu iş kontrol altına alındı ve artık biyoeşdeğerliği ispatlanmayan ilaçlar geri ödeme listesine girememekte ve ruhsat alamamakta. Yani kalite yönünden orijinal ilaçla ayni oluyorlar.

Peki, orijinal ilaçlar esas orijinali (!) ile ayni kalitede mi? Yapılan birçok çalışmada çok uluslu şirketlerin değişik ülkelerde ürettikleri ilaçlarının biyoeşdeğer olmadığı gösterildi.

Tekrar soralım, Türkiye’de yabancı ilaç firmalarının ürettiği ilaçları firmaları dışında garanti eden bir kuruluş var mı? Dissolüsyon ve disentegrasyon çalışmaları yeterli ise neden yerlilere de bu hak tanınmıyor? Sakın yanlış anlaşılmasın, biyoeşdeğerliği inkar etmem kendimi inkar olur.

Düşünün yerli bir firma kendi tesislerinde yabancı bir firma için fason olarak A ilacını üretiyor. Ayni tesiste de kendisi için A ilacının jeneriği B ilacını üretiyor. A ilacı için invitro testler yeterli, B ilacı için biyoeşdeğerlik gerekli. Böyle şey olmaz, her iki ilaç içinde biyoeşdeğerlik çalışması yapılmalıdır.

Bu gün Avrupa ilaç pazarı 70 milyar euro civarında olup, jenerik ilaçlar bu pazarın yüzde onunu (7 milyar euro) oluşturmakta.  Dünya jenerik ilaç pazarı ise 50 milyar euro civarında.

Almanya (%41), İsveç (%39), Danimarka (%40), ABD (%40) gibi ülkelerde aşağı yukarı pazarın %40’ı jenerik ilaçlara ait.

Buna karşın İspanya, Portekiz, İtalya, Hollanda gibi ülkelerde jenerikler %10’u geçememekte. Bir ülkede jenerik ilaç pazarını etkileyen bir çok faktör var. Ülkede:

·        Yeni ilaçların Pazar durumu

·        Fiyatlandırma geri ödeme yapısı

·        Reçete edilme geleneği

·        Eczane ve depoların alışkanlıkları

·        İlaç politikası

·        Sektörün eğitim durumu

·        Bürokratların eğitim durumu

·        Şeffaflık

·        DEVLET TARAFINDAN JENERİK İLAÇ KULLANIMININ DESTEKLENİP DESTEKLENMEMESİ gibi.

İngiltere, Almanya, Hollanda ve Danimarka gibi ülkelerde artan sağlık harcamalarını kısmak için jenerik ilaç kullanımı desteklenirken, ilaç fiyatlarının kısmen ucuz olduğu İspanya, İtalya ve Fransa’da aktif olarak jenerik ilaç promosyonu yapılmamakta.

Bazı ülkelerde, örneğin Fransa, jenerik yerine koyma (substitution) politik olarak desteklenirken, İngiltere gibi ülkelerde ise bu uygulama yasak...

Bütün bunlar her yönü ile tartışılması ve hasta, sanayi, sosyal sigorta kurumu, eczane ve diğer kurumlar için en uygun sistem yaratılmalıdır. Bu gün olduğu gibi “ben yaptım oldu” modeli çalışırsa, yarın çok daha kötü olacaktır.

Her yeni ilaç iyi değildir. Her eski ilaç kötü değildir. Jenerik ilaç olmadan orijinal ilaç olmaz, orijinal ilaçlar çıkmaz ise jenerikleri de olmaz. Bu bakımdan ikisi de birbirine muhtaçtır. Uygun olanı, aklın ve bilimin yoluyla bulmak en doğrusudur.

Not:

1. Devletten vazgeçtik, yerli firmalar jenerik ilaç kullanımı konusunda ne yapıyor? Türkiye’de kaç doktor veya eczacı (hastadan vazgeçtik!) marka jenerik (brand name generik) ile orijinal ilaç farkını biliyor?

2. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü bazı komisyon üyeleri ile ilaç firmaları arasındaki çıkar çatışması (conflict of interest) için neden herhangi bir işlem başlatmıyor. Bunun bütün gelişmiş ülkelerde suç olduğunu bilmiyorlar mı?

 

E-posta : ctulunay@medicine.ankara.edu.tr