DOMUZ GRİBİ, OTC VE ZİNCİR ECZANELER

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

ctulunay@medicine.ankara.edu.tr

DOMUZ GRİBİ: son durum

İyi günleri ile, kötü günleri ile bir yılı daha geride bıraktık ve 2010 yılına girdik. Umarız 2010 herkese mutluluklar, saadetler ve sağlık getirir. Geçen sene Türkiye için en kötü senelerden birisi oldu. Bir taraftan ekonomik kıriz, diğer taraftan terör olayları ve kısır politikalar bizlere rahat bir nefes aldırmadı.... Birde bunlara domuz gribi olayı eklenince vatandaş ne yapacağını şaşırdı. Domuz gribi DSÖ ne göre hemen hemen bütün dünyada bitti veya çok azaldı ama her nedense yanlız Türkiye ve Gürcistanda artmaya devam ediyor. Acaba Türkiyeden DSÖ’üne yanlış bilgi mi gidiyor veya DSÖ deki bazıları rakamları uyduruyorlar mı?

DSÖ 20 ve 30 Aralık 2009 tarihli 80 ve 81. güncelleştirme notunda 208 ülkede toplam 12.220 kişinin domuz gribinden öldüğünü açıkladı. Bu daha önce yapılan tahminlerden onlarca-yüzlerce kere daha azdı.  İsrail, İran, Irak, Oman ve Afganistanda grip kasım ayından itibaren zirveden inmeye başlamışsa da Türkiyede yeniden başlayacağı iddia edilmekte. Ne gariptir ki bütün dünyada grip azalırken Türkiyede azalmamakta. Bunun sebebi belkide “Ergenekonculardır”!!!.. Buna mukabil Türkiyedeki bazı dürüst bilim adamları domuz gribinin tüm hızını kaybettiğini bildirmekte. Dünya Sağlık Örgütünde büyük yolsuzluklar olduğunu daha önceki yazılarımızda anlatmıştık.  Buna rağmen, DSÖ başkanı  utanmadan, danışmanlarının sahtekarlıklarını görmezden gelip, tahminlerimiz yanlış çıktı diyebiliyor. Almanya ve Fransa gibi ülkeler ellerindeki aşıları başka ülkelere satmaya çalışırken, Sağlık Bakanlığını gaza getirip aldırılan milyonlarca dolarlık aşılar ne olacak? Uydurma pandeminin Türkiyeye maliyeti ne oldu?... Bu işle ilgilenenlerin ekteki makaleyi okumalarını tavsiye ederiz (anlayabilenler için!!!)... Üç-beş kuruş menfaatları için felaket tellallığı yapanlar acaba biraz üzülüyor mu?.. ABD de domuz gribi ve rahim ağzı kanseri paniğini yaratanların başında gelen CDC (Centers for Disease Control) başkanı Dr. Julie Gerberding grip azalmaya başladığında (21 Aralık 2009) görevinden ayrılıp MSD’nin aşı bölümünün başına geçtiğini kaç kişi biliyor?? Kimin eli kimin cebinde???

 

İLAÇTA SON DURUM

Yeni yılın bizler yönünden diğer bir önemli olayı TEB (Türk Eczacılar Birliği) ve SGK arasındaki anlaşmazlık oldu. SGK aldığı kararla ilaç fiyatlarında kamu ve halk yararına önemli ölçüde iyileşme sağlarken, TEB ilaç fiyatlarının ucuzlamasından kendilerinin zarar edeceğini açıklayarak 1 günlük eczane kapatma eylemi yaptı. Hernekadar eczacıların stok zararlarının ilaç firmaları tarafından ödeneceği söylendiyse de eczacılar daha önceki tecrübelerine dayanarak buna inanmadılar ve boykotu devam ettirerek, kamu oyu önünde “eczacılar ucuz ilaca karşı” imajı yarattılar. Bu tartışma devam ederken gündeme eczanelerle tek tek sözleşme yapılması , OTC ve zincir eczaneler konusu geldi ve hepsi bomba gibi patladı.

OTC (Over The Counter), Tezgah Üstünden satılan ilaçlar senelerdir Türkiyede tartışılmakta ve hemen hemen sektörün tüm paydaşları buna karşı çıkmakta. Olay bazı ilaçların reçetesiz satışı olayı. Sanki Türkiyede ilaçlar reçeteli satılıyor....

Eczacılar bu işe karşı. Sebep,bazı ilaçlar marketlerde de satılabilecek. Sanki satılmıyor.... Solgar, GNC ne satıyor?.. Yoksa ilacın tanım mı değişti, bizim haberimiz yok?.. Bu gün internetten istediğiniz alabiliyorsunuz, Türkiyede ruhsatı olmayanları bile getirtebiliyorsunuz..

Doktorlar bu işe karşı. Sebep, eczacılar hasta tedavi etmeye başlarlar. Sanki tedavi etmiyorlar... Size yüzlerce örnek verelim, gidin bir eczaneye tansiyonum var diyin bakalım hangi ilaçları size verecekler????

Bazı ilaç firmaları bu işe karşı. Sebep, reçetesiz satılan ilaçların çoğu geri ödeme kapsamına giremeyeceği için ıvır-zıvır ilaçların satışları düşecek. Sanki şu anda SGK alacağı bir kararla akne ilaçları, topikal NSAID ler gibi bazı ilaçların bedellerini ödemem diyemezmiş gibi...

Bazı bürokratlar bu işe karşı. Sebep bazı ilaçlar OTC ye geçerse yerine daha pahalı ilaçlar yazılırmış. Sanki şu anda gereksiz yere çok pahalı ilaçlar yazılmıyormuş gibi... Basit bir üst solunum yolu enfeksiyonuna 50-90 TL olan ilaçları kim yazıyor.??.. Bir laksatifin en pahalısı hangisi?, en pahalı öksürük ilacı hangisi?.. Efendim, parasetamol OTC olursa yerine Apranax yazılırmış!!! Apranax’ın fiyatını biliyormusunuz? On tablet 275 mg Apranax 2.28 TL, Vermidon (parasetamol, 30 adet 500 mg) 2.66 TL... 100 mg 15 tablet Majezik 6.88 TL... Yani Vermidon yerine Majezik yazılırsa kıyamet kopacak!.. Diğer taraftan hiç kimse bir basit baş ağrısı için Vermidon yazılmasının maliyetini hesaplamıyor... Vermidon 0.51 TL katkı payı + 3.00 TL (yol parası) + 3.00 TL muayene ücreti + minimum 6 saat işgücü kaybı 9.1 TL (asgari ücretten) + doktor zamanı 15 dak. 3.00 TL + kırtasiye ve bürokrasi masrafları 2.50 TL = 21.11 TL.

2.66 LİRALIK BİR İLACI ALMAK İÇİN YAPILACAK HARCAMA 21.66 TL. HASTANIN CEBİNDEN ÇIKACAK 15.52 TL...SGK’NIN ZARARI İSE: 17.15 TL.. HASTA KARLI, KURUM KARLI AMA YİNDE  DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN...

 

Meşhur 1262 sayılı İSPENÇİYARİ VE TIBBİ MÜSTAHZARLAR KANUNUmuz ilaçların reçeteli, reçetesiz, reçeteli veya reçetesiz satılmasını Sağlık Bakanlığına bırakmış. Zaman zaman bazı ilaçlara reçetesiz satılması koşulu ile ruhsat verilmiştir. Diğer taraftan ilaçların kamuya reklamına sınırlı cevaz vermiştir. OTC nin 3 prensibi vardır:

1.     Etkenliği ve emniyeti uzun yıllar kullanılarak ispat edilmiş olacak

2.     Fiyat serbestisi olacak

3.     Reklam serbestisi olacak. Reklam serbest denilince her isteyen aklına geleni söyleyemeyecek ve bu mutlak surette Sağlık Bakanlığının kontrolünde yapılacaktır. Bu hususta 1262 sayılı kanunda belirtilmiştir (Madde 13 - (Değişik madde: 04/01/1943 - 4348/1 md.)   Müstahzarları öğme yolunda ve bunlara malik olmadıkları şifa hassaları atıf veya mevcut şifai tesirleri büyütmek suretiyle sabit veya müteharrik sinema filimleri, ışıklı veya ışıksız ilan, radyo veya herhangi bir vasıta ile reklam yapılması memnudur. Şu kadar ki, tarifname ve gazetelerde "....hastalıklarında kullanılması faydalıdır" şeklindeki ilanlara müsaade olunabilir. Ancak reçetesiz satılmasına müsaade edilmiyen müstahzarların tıbbi mecmualardan başka yerlerde reklamları yapılamaz.Reklam nümunelerinin önceden Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tasvip edilmeleri lazımdır). Gerekirse bu madde günün şartlarına uygun olarak yeniden düzenlenebilir.

 

Gelelim ilaçların marketlerde satışı meselesine. Eğer ilaçların marketlerde satışına müsaade edilirse bu çok sınırlı ilacı kapsayacaktır. Reçetesiz satılacak ilaçların çok büyük bir kısmı tabiiki eczanelerde satılacaktır. OTC ilaçlara fiyat serbestisi verildiğinde eczanelerin kar marjı çok yükselecek ve ilaç firmaları arası rekabet dolayısı ile eczaneler daha fazla kazanç elde edeceklerdir. Türkiye şartları göz önüne alındığında eczanelerde satılacak OTC ilaçların kapsamı biraz daha genişletilebilir. OTC ilaç listesi ülkenin ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Örneğin bazı statinler bu gün İngilterede OTC statüsündeyken, Fransada reçeteli satılmakta.

 

OTC tartışması ve marketlerde ilaç satışı tartışması beraberinde “zincir eczaneler” tartışmasını getirdi. Önce Başbakanın bir konuşması yanlış anlaşılarak “ilaçlar marketlerde” satılacak lafı çıktı ve basın işi büyüttü. Bilen bilmeyen konuya balıklama girdi... Nasıl OTC ilaç listesi ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyorsa ilaçların satış yerleri de ülkeler arasında farklıdır. Bazı ülkeler eczane dışında OTC satışına müsaade etmez iken, ABD, Kanada, İngiltere gibi ülkelerde bazı ilaçlar marketlerde satılabilmektedir. ABD de marketlerde genellikle, birden fazla eczacının istihtam edildiği eczaneler bulunmakta, hastalar alış verişini yaparken reçeteleri de hazırlanmaktadır. Diğer taraftan bu marketlerde OTC satılan ilaçlar market eczanesinin hemen önünde bulunur ve hasta isterse, eczacıdan alacağı ilaç konusunda bilgi de alabilir. OTC esasında eczacının mesleğini icra etmesinde en doyurucu bir sistemdir. Özellikle eczaneden verilecek OTC ler mutlak surette eczacı tarafından verilmeli (kalfa veya çırak tarafından değil) ve eczacı ilacı verirken mutlak surette hastadan kısa bir anamnez almalıdır. Bunun içinde meslek odalarının ciddi bir meslek içi eczacı eğitim programı hazırlaması gerekir. İlaçların marketlerde satılmasına karar verilirse zincir eczanelerde kendiliğinden oluşacaktır. Örneğin Migros’larda, CarrefourSa’larda vs. eczaneler açılırsa bunlar o firmaların kontrolünde olacaktır. Bunun yanında Drug Store (İlaç dükkanı ) denen ilaç ve beraberinde diğer malzemeyi (hijyenik maddeler, kişisel temizlik maddeleri, alkolsüz içecekler vs) satan kuruluşlar da ortaya çıkacaktır. Bunların kimler tarafından ve nasıl açılacağı artık günlük gazetelerde yazılmakta. Yani aynen özel hastanelerde olduğu gibi, sermaye sahipleri ülkede birden fazla eczane açabileceklerdir. Nasıl doktorlar zincir hastaneleri kabulleniyorsa, eczacılar da zincir eczaneleri kabullenmek zorunda kalacaktır. Bu bakımdan TEB’in acil olarak böyle birşey olduğu takdirde bu kuruluşların nasın çalışacağı konusunda bir plan yapması ve bunun kurallarını (bir eczacı kaç lira maaş almalı, kaç saat çalışmalı, hangi sosyal hakları olmalı, zincir eczanelerin veya market eczanelerinin fiziki özellikleri nasıl olmalı vs) koyması gerekir. Aksi takdirde hiç istenmediği halde, tepeden inme kurallarla eczacılar daha da madur hale gelebilirler.

Zincir eczanelere yanlız eczacılar değil, ilaç firmalarıda karşı. İlaç sanayiinin endişesi ise zincir eczanelerin sektör üzerine baskı yaparak, fiyatları kontrol edebilecek olması. Örneğin şu anda mal fazlaları (bunun da derhal durdurulması gerekir!) alınan ilaca göre verilmekte. 10 kutu ilaç alırsanız size 2 kutu bedava ilaç verilirken, ayni ilaçtan 100 kutu alırsanız 100 veya 200 kutuda bedava veriliyor. Bu bakımdan ancak büyük eczaneler mal fazlasından daha fazla kar ediyor. Zincir eczaneler ayni ilaçtan 1000-2000 kutu aldıklarında mal fazlaları ve karlarıda o oranda artacaktır. Ayrıca şu anda hastalara ve SGK ya yansıtılmayan mal fazlaları daha ucuz olarak halka yansıyabileceklerdir. Diğer bir tanımla zincir eczaneler ilaçta da ucuzluk kampanyaları yapabilecektir.

Sonuç olarak, ilaç kaosunu ortadan kaldırmak için, biran önce ilgili kurum ve kuruluşların bir araya gelerek konuyu, inatlaşmadan, bilimsel, ekonomik ve sosyal verilere göre tartışarak sonuçlandırması herkes için daha faydalı olacaktır. Aksi takdirde bundan yanlız eczacılar değil, tüm kesimler zarar görecektir.

 

Not:

1.     Çakma akıllı, sözde H1N1 uzmanı bir kişi sağda solda yine Klinik Farmakolojinin ne olduğunu bilmeden, KFD ne saldırmasına devam ediyor. Kendisinin biraz utanması varsa bayan medikal direktörlere yanaşma yerine, bilimsel yayınları okumasını (tabii anlayabilirse) tavsiye ederiz.

İndirilebilir Dosyalar