Hastalık Arayan İlaçlar

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

Bir deli bir taş atmış, bin akıllı çıkartamamış.
(Türk Atasözü)

Hastalığa ilaç arandığı bilinir de ilaçlara hastalık arandığı fazla bilinmez. Bu köşenin okuyucuları ne demek istediğimizi gayet iyi anlarlar.

Son senelerde orijinal yeni molekül keşifleri zora girdiğinde, uyanık firmalar bir taraftan fazla işe yaramayan ilaçlarına pazar bulmak, diğer taraftan eski ilaçlarına yeni kapılar aralamak için “hastalık keşiflerine” başladılar. “Kadın seksüel bozukluğu”, “metabolik sendrom”, “huzursuz ayak” gibi. Bu hastalıkları icat ederken ya saf bilim adamlarını veya kaşarlanmış, paragöz sözde bilim adamlarını kullandılar. Bazı ilaç firmaları ilaç değil hastalık pazarlamaya başladılar.

Diğer taraftan daha fazla kar için endikasyon genişletme aktivitelerine artırdılar ve çok da başarılı oldular. Yabancılar bunu yapar da yerliler durur mu? Hayır, onlar da kopya ilaç işlerine kopya ve dünyada olmayan, sahte endikasyonlar ilave ederek dört elden ülkeyi sömürmeye başladılar ve nihayet deniz bitti. Yeni bütçe uygulaması herkesi şoke etti ve kör döğüşü başladı.

Eğer Farmamedya’yı dikkatli bir şekilde incelerseniz bu gün olanlara aylar öncesinden dikkat çekildiğini ve “ilaç olmayan ilaçlara” milyonlarca doların boşu boşuna ödendiğinin defalarca yazıldığını göreceksiniz.

Bir taraftan Sağlık Bakanlığı dünyada olmayan endikasyonlara onay vermekte ve “akut ağrı” diye bir hastalık icat etmekte ve daha sonra bununla nasıl başa çıkacağını aramakta. Akut ağrı diye bir hastalık yoktur, akut ağrıya neden olan hastalıklar vardır ve ilaçlar da tanımların değil hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Dünyanın hiçbir ülkesinde birinci sırada NSAID olmayan flubiprofen’e milyarlar ödeyin, sonrada bu iş nasıl oluyor diye şaşıp kalın!.

Majezik’e devletin verdiği para ile neredeyse Türkiyede’ki tüm hastaların ağrısı geçirilir. Bu ilacın çok daha ucuz ilaçlardan üstün olduğunu ispat edebilecek bir yetkili var mı (firması dahil)? Varsa bizde öğrenelim ve öğrencilerimize de öğretelim. Belki de bu ilacın karaciğer için hiç bir toksik etkisi yoktur!!

Bu arada sayın Sağlık Bakanlığı yetkililerine küçük bir soru soralım. “Dünyada ayni aktif moleküle, ayni farmasötik formda ve ayni fiyatta sahip olan, fakat yan etkileri, kontrendikasyonları, endikasyonları farklı ilaç var mıdır?” Türkiye’de vardır!..

Küçük bir ip ucu: ANSAID, MAXALJIN ve MAJEZİK isimli ilaçları inceleyebilirsiniz ve etodolakta olduğu gibi  bunlara da yeni bir endikasyon, mesela “genel ağrı ilacı” gibi bir endikasyon koyabilirsiniz...

Tıp Kurumu’nun bildirdiğine göre 2005 yılında yalnız Majezik için 25.445.756 YTL ödenmiş (2.395.797 kutu), herhalde bu parayı ödeyenler Türkiye’nin tüm ağrılarını dindirdikleri için büyük vicdan huzuru duymaktadır.. Bu paraya 25 milyon kutu Aspirin alınabilirdi!!

Bütün bunlar IMF’den başka kimin umurunda? Eğer umurlarında olsa ilaçlı portakal suyuna 35 milyon dolar harcamazlar. Hangi ilaç mı? TYLOL-HOT, GRİBEX-HOT, MAXİHOT gibi.

Zamanında bütçe uygulama talimatında NSAID ve grip ilaçlarının saşe, poşet, efervesan vs. farmasötik formlarının bedellerinin ödenmeyeceği yazılı idi. Acaba kim veya kimler neyin karşılığı bunu değiştirip çay ocaklarında “grip çayı” diye satılan bu ilaçlı portakal sularını ödenir hale getirdi..Herhalde buna da bir cevabınız yok?

Statinler hakkında defalarca yazdık ve çok büyük suiistimal olduğunu bas bas bağırdık ama kimseye dinletemedik. Şimdi biz bu yükün altından nasıl kalkacağız deniyor ve Sağlık Bakanlığı “çevir imam kaz yanmasın” hesabı genelgelerini değiştiriyor.

Alzheimer ilaçları ile kaç kişiyi iyileştiriyoruz veya destekçilerinin deyişi ile kaç kişinin hastalığının ilerlemesini yavaşlatıyoruz?...

Bütün dünyanın kabul ettiği ve halen ABD’nde hipertansiyon tedavisinde ilk ilaç olarak hastaların yüzde 38’inde kullanılan tiyazit diüretikler neden Türkiye’de yok? Nedenini Sağlık Bakanlığı  da çok iyi biliyor, biz de çok iyi biliyoruz.

Tiyazitler kullanılırsa ilaç masrafı ayda 3-6YTL olacak, ayda 60-70YTL harcayacağımız anjiyotensin reseptör antagonistleri veya bunların kombinasyonu varken neden ucuz ilaç kullanalım?...

Ne hikmetse son 3-5 senede Türkiye manik-depressifler ülkesi oldu ve SSRI grubu antidepressanlar aldı başını gitti. Acaba anlı şanlı ilaç firmalarımız “geri zekalılık” ilacını da çıkartırlar mı? Herhalde bu fazla işlerine gelmez, başka nasıl ilaç satacaklar!

Devlet geçen sene 9.832.399 Yeni Törkiş Liralık NEXİUM kullanmışız. Allah devlete ve bunu ödetenlere zeval vermesin. Bizce çok az kullanmışız, şöyle 100 milyon dolar civarında kullanalım ki alan da veren de memnun olsun!!! 

Acep esomeprazolün omeprazolden fiyattan başka ne farkı var? Astra Zeneca bize bu konuda yardımcı olur mu acaba?....Prosek (omeprazol 20 mg, 14 tablet 6.37 YTL), Nexium  (esomeprazol 20 mg, 14 tablet 28.09 YTL)

Son iki senedir dilimizin döndüğü kadar Türkiye’deki ilaç israfını gündemde tutmaya çalıştık. Akılcı ilaç kullanılırsa 2 ila 3 milyar dolara arasında tasarruf edebileceğimizi söyledik, yazdık. Ancak bunu IMFsöyleyince yetkililerimizin aklı başına geldi ve tasarruftan söz etmeye başladılar. IMF henüz 1.4 milyardoların peşinde. İsrafın boyutu bunun en az misli. Şimdi en büyük korkumuz tasarruf edeceğiz diye hastaların hayatı ile oynanması...

Söylemekten dilimizde tüy bitti, dünya bu işin çözümünü FARMAKOEKONOMİ denilen bir bilim ile çözmeye çalışmakta. Bu bir uzmanlık işidir ve eş-dost-ahbab tavsiyesi ile ilaçlar geri ödeme listesine sokulmaz. Sokarsanız IMF çarpar!!!

Not:

1.Nihayet editörden de laf işittik. Haklı olmasına haklı ama biz de haklıyız. Hepinizin bildiği gibi mayıs-haziran ayları kongrelerin en yoğun ayları ve onları da takip etmemiz gerekiyor. Her ne kadar hoşlanmayanlar olsa da bundan sonra daha sık yazarız!

2.Bütçe uygulama talimatında alınan kararların büyük kısmı çok doğru kararlar. Keşke gerekçelerde daha bilimsel olsa ve polemiklere neden olmasa idi. Şu haliyle bile bu liste birçok zengin ülkeden daha geniş ilaç grubunu kapsamakta.

3.Daha önce de yazdığımız gibi yakın gelecekte neredeyse yerli ilaç firması kalmayacak. İlsan-İltaş, İbrahim Ethem, Fako derken DEVA da gidiyor. Bakalım seneye sıra kimde? Acaba sayın yetkililerimiz yerli ilaç sanayini biraz koruyacak tedbir düşünüyor mu, yoksa o firmaların yerine de Dubai gökdelenleri dikilmesini mi tercih ediyor. Tabii bu arada yerli sanayicilerimizde taklitten kurtulup bir şeyler yaratmak istiyorlar mı?

E – posta: tulunay@dialup.ankara.edu.tr