Son zamanlarda bizi sevindiren olaylardan birisi yavaş yavaş okuyucuların da konulara sahip çıkmalarıdır.
Tabii ki bundan kastımız yarası olanların gönderdikleri tehdit ve küfür mektupları değil... Bu tip olanları bir fazlası ile kendilerine iade ediyoruz.!...
Aşağıda bir okuyucumun mektubundan bir pasaj bulacaksınız. Ancak hekimlerimiz bu duyarlılığa eriştiğinde problemlerimize daha kolay çözüm bulabileceğiz.
Farmamedya’da geçtiğimiz günlerde “Bir Yılda Yirmi Milyon Kutu İlaç Kullanıldı” başlıklı bir yazı vardı hatırlarsanız. : “2002 yılının mart ayından başlayarak, bu yılın mart ayına kadar geçen bir yıllık sürede Türkiye’de kullanılan antidepresif, antipsikotik ve trankilizan ilaçların toplamı yirmi milyon kutuyu aşıyor.”
Bu satırları okuduktan sonra “farmakoekonomi”den bahsetsek neye yarar, millet olarak uyku moduna sokuluyoruz. “Farmakoekonomi” kimin umurunda.
Bu 20 milyon kutu ilaç özelllikle nerelerde veriliyor ve kimler alıyor diye bakarsak çalışan veya çalışabilecek nüfusa gidiyor. Aynı nüfusa “düşünebilen”, “ekonomi ile ilgilenebilen”, “itiraz edebilecek AKLA SAHİP” niteliklerini de yakıştırabiliriz.
Peki, 20 milyon yatıştırıcı türevinden ilaç tüketen toplum ne kadar “farmakoekonomi” mevzuları ile ilgilenebilir? Ne kadar toplumsal ve sosyal bir hadiseye İTİRAZ edebilir?”
Geçen yazımızda İsveç’in, seksüel disfonksiyonun öncelikli sağlık problemi olmadığı için geri ödemesini yapmadığından bahsetmiş ve acaba İsveçliler “light” erkek oldukları için mi(!?) bunu kullanmıyorlar diye sormuştuk.
İki gün önce Meksika’dan daha enteresan bir haber geldi. Meksika Sağlık Bakanlığı VİAGRA’yı temel ilaç listesine dahil ederek ücretsiz olarak halka dağıtma kararı aldı. Birçok okuyucudan aldığım tenkit üzerine geçen yazımdaki sorumu değiştiriyorum!
İsveçli’ler Viagra’ya ihtiyaç duymadıkları için mi geri ödeme yapmıyorlar?
Geri ödeme yapan ülkelerde light erkekler mi çoğunlukta?
Meksika hükümeti Viagra’yı bedava dağıtarak halkının ülke sorunları ile uğraşmasını mı önlemek istiyor?
Cevaplarınızı bekliyoruz.....
Bu arada ülkemizde ve dünyada ilaç konusunda çok önemli gelişmeler oluyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde ilaç firmalarının hekimlere etik olmayan promosyonda bulunması federal suç olarak kabul edilirken Türkiye gibi bazı ülkelerde de referans fiyatın dışına çıkmak için akla gelmeyecek cinlikler yapılmakta. Durup dururken ilaç ambalajlarında değişikliğe giderek referans fiyattan kurtulunmakta ve bizim sayın yetkililerimizde buna göz yummakta. Tasarruf etmek için referans fiyata gidenler son uygulamanın ilaç israfını artırdığının farkında değiller mi?
“Akılcı ilaç kullanma” fikrinin ismine bile tahammül edemeyenler biyoeşdeğerliliği ispatlamamış ilaçlarını satmaktan hiç çekinmiyorlar.
Buna nezaman “dur” diyebileceğiz? Doktorlar ilacına ve hastasına sahip çıktığında sorunu büyük ölçüde çözeceğiz. Bunlara “bana ne” dediğiniz zaman unutmayınız ki kendiniz veya çok sevdikleriniz zarar görecek ama vakit geçmiş olacaktır.
Doktorluğun bir kuralını tekrar hatırlatalım “KENDİNİZE VEYA SEVDİKLERİNİZE YAZMADIĞINIZ İLAÇLARI HASTALARINIZA DA YAZMAYINIZ”
Prof. Dr. F. Cankat Tulunay
A. Ü. Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji ABD öğretim üyesi,
Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı
Fax: 0 312 311 64 95